Tarihte Kydonia adıyla bilinen , Ayvalık’ın, M.Ö. 330’lara kadar inen tarihi Roma ve Bizans uygarlıklarının ardından 15. yüzyıl ortalarında Osmanlı egemenliğini yaşamıştır. Ayvalık, bu tür kültür zenginliği, doğanın bütün güzellikleriyle bezenmiş, doğayla tarihin iç içe geçmiş beraberliğinin yaşandığı, eşsiz güzellikteki bir yöremizdir. Sanat açısından da zengin bir içeriğe sahip Ayvalık’ta, dini ve sivil mimarlığın en karakteristik örneklerini görmek mümkündür. Büyük bir bölümü yıkılmış olmasına rağmen, ayakta kalan Ayvalık Kiliseleri, Ayvalık’ın tarihsel kimliğine katkıda bulunan eserlerdir. Akdeniz kent mimarisinin oluşturduğu mimari örnekler ve bu yapıların oturduğu denize dik inen taş sokaklar, Ayvalık’ın ayrıcalıklı görünümüne en büyük katkıyı sağlamaktadır.
Çok güzel bir tatil beldesi olan Ayvalık, geçmişte elverişli koyları ile korsanlar için cazip bir yöreymiş. İlerleyen zamanlarda Rum nüfusun hakim olduğu beldede, güzel Rum yapıları göze çarpıyor. Ayvalık koyunda yer alan adalardan Cunda adasında yerleşim var. Taş evler, doğa ve tarihin buluştuğu yapısıyla Ayvalık, dinlendirici bir macera olabilir. Ayvalık aynı zamanda, zeytinciliğin oldukça yaygın olduğu bir kent. Oraya kadar gitmişken, zeytinyağını üretildiği yerden tatma ve birazını da evinize götürme şansı bulabilirsiniz.
Ayvalık tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Cunda (Alibey) Adası, Şeytan Sofrası, Eski Ayvalık Evleri, Sarımsaklı Plajları, Altınova, Armutçuk, Duba Mevkii, Saatli Camii, Taksiyarhis Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Leka Manastırı, Güvercin Adası, Çamlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder